Kaygılarımızı kontrol edebiliyor muyuz?

Kaygılı olmak anormal bir şeymiş gibi algılansa da, tam tersine biriken duygularımızın yüzeye çıkmasından başka bir şey değil. Dozunu aşmama şartıyla tabi ki…

Kaygılarımızı Kontrol Altına Almak

Korkularımız gibi, kaygılarımızı da kontrol etmek zordur. Neyse ki endişelerimizi daha aza indirmek ve kaygılarımızı azaltabilmek için yapabileceğimiz, meditasyon ve nefes egzersizleri gibi yöntemler mevcuttur. Gündelik hayatımızı sürdürürken, içinde buluduğumuz iş ortamı, ev ortamı ve ikili ilişkilerimizin üzerine bir de yaptığımız işin vermiş olduğu sorumluluk duygusu, bize ağır gelebilir. Rutinimizin içerisinde, bizim farkındalığımız dışında kaygılarımızın artmasına sebep olabilir.

Her şeyden önce, kendimize şu soruyu sormamız gerekiyor: Gerçekten kaygılarımızdan kurtulmayı istiyor muyuz?

Bunu kendi içimizde defalarca sormamız samimi ve şeffaf bir şekilde cevap almamız gerekiyor. Kaygılı olmak anormal bir şeymiş gibi algılansa da, tam tersine biriken duygularımızın yüzeye çıkmasından başka bir şey değil. Dozunu aşmama şartıyla tabi ki… Bir işe veya ilişkiye emek verdiğimizde kaygılanıyorsak bunun, yani bunun getirdiği kaygının altındaki asıl sebebe bakmamız gerekiyor. İlişkiler ile başlayalım. Ne zaman, nerede ayrılık korkusu yaşadın? İlişkinin bitme korkusunu daha önce bir başkasında yaşadın mı? Bununla birlikte eş, dost, arkadaş ilişkilerinde ayrılık yaşadın mı?

Korku da, ayrılık da, kaygının temellerinden oluşan birer duygudur. Korkularımızla ne kadar yüzleşebiliyoruz? Buna cesaretimiz var mı? Ayrılıklar ile başa çıkabiliyor muyuz? Bu yüzleşmelere ne kadar hazırlıklı ve ne kadar hazırlıksız yakalandık? Şu anda bu yazıyı okurken ne kadar rahatız veya ne kadar kaygılıyız? Şunu unutmayalım ki her zaman her yerde kaygılarımız, korkularımız, ayrılıklarımız, mutluluklarımız, acılarımız, sevinçlerimiz yaşamımız boyunca tüm duyguları birer birer yaşayacağız! Önemli olan burada bilinçli bir şekilde farkında olarak bunların üstesinden gelebilmek.

Başta zorlanacak hatta ben yapamam diyebilirsiniz. Burada önemli tek bir nokta var: “ Ben iyileşmek istiyor muyum?” , “ Ben gerçekten bunu istiyor muyum?” sorularını kendinize sorabiliyor musunuz? Eğer cevabınız "Evet" ise, sizde hala umut var demektir. Eğer ki bu sorulardan kaçıyorsanız, kendinizle bile yüzleşmeye cesaretiniz yok demektir. Afetlerden, selden, depremden, heyelandan, hastalıktan nasıl kaçamıyor ama tedbir veya önlem almamız gerekecek kapılarımız var ise kaygı duygumuz içinde kapılarımız mevcut.

İlk önce 1'den 5'e kadar sayarken derin nefes alıp, 1'den 5'e kadar sayarken derin nefes veriyoruz. Kaygılarımızı kocaman bir nefes olarak düşünün ve her defasında o nefesi verirken biriken kaygıların hal olduğunu ve dışarı attığınızı, ferahladığınızı hayal edin ve imgeleyin. Düzenli bir şekilde sürekli bunu tekrar etmeye gayret edin.

Şifanız bol, yüreğiniz ferah olsun…


Kavin İnci Geçkil

(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});