Genel

Engelli dalış rekortmeni Marmara Depremi'nde hayatını kaybedenleri su altında andı

- Evlerinin enkazı altında kalarak iki bacağını kaybeden Ufuk Koçak, Kocaeli'nin Gölcük ilçesinde "su altı şehri"ne dalış gerçekleştirerek, depremde yaşamını yitirenler anısına çelenk bıraktı - Ufuk Koçak: - "Deprem çok büyük bir travma. Hep daha çok yaşamsal, konut veya yerleşim, barınma gibi şeyleri konuşuyoruz ama asıl önemli olan şey psikoloji ve doğru bir motivasyon"

KOCAELİ (AA) - TAHİR TURAN EROĞLU - 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nde yıkılan evlerinin enkazında kalarak iki bacağını kaybeden dünya serbest dalış rekortmeni Ufuk Koçak, depremde yaşamını yitirenleri anmak amacıyla Kocaeli'nin Gölcük ilçesinde su altında kalan "batık şehre" dalış yaptı.

Kocaeli Kent Konseyi Engelli Meclisi Başkanı Koçak, depremin 25. yılında hayatını kaybedenleri anmak ve farkındalık oluşturmak amacıyla harekete geçti.

Koçak, Marmara Depremi'nin ardından fay hattının Gölcük ilçesi Değirmendere Mahallesi Çınarlık Meydanı'nda yer alan otel, vapur iskelesi, çay bahçesi, ev gibi yapıları denize çekmesiyle oluşan "su altı şehri"ne eğitmen Cihan Arslan ve bir grup dalgıçla dalış gerçekleştirdi.

Koçak ve dalış ekibi, suyun 24 metre derinliğindeki yatık çınar ağacı ile 25 yılda kum ve çeşitli deniz canlılarıyla örtülen kalıntılar arasından geçip çatısının bir bölümü 18 metre derinlikte bulunan otel enkazına ulaştı.

Türkiye Kent Konseyleri Birliği ve Kocaeli Kent Konseyinin "17 Ağustos 1999 Depreminde ve diğer depremlerde kaybettiğimiz tüm insanlarımız anısına" yazılı çelengini su altına bırakan Koçak, dalışı, kurtarma ekiplerinin enkaz altında kalanlara ulaşmak için sıklıkla kullandığı "Sesimi duyan var mı?" seslenişiyle tamamladı.

- "Depremde kaybettiğimiz insanları unutmadığımızı anlatmak istedik"

Ufuk Koçak, AA muhabirine, dalışı, depremde hayatını kaybedenleri anmanın yanı sıra deprem gerçeğine dikkati çekmek amacıyla gerçekleştirdiklerini söyledi.

Çeyrek asırdır hissettikleri acıyı tarif etmenin mümkün olmadığını belirten Koçak, acılarının tazeliğini koruduğunu kaydetti.

Koçak, depremde yaşamını yitirenler anısına su altına çelenk bıraktıklarını aktararak, "Depremde kaybettiğimiz insanları unutmadığımızı anlatmak istedik. Unutmadığımızı anlatmanın en önemli, en kıymetli yolu aslında şehirleri depreme dayanıklı yapabilmekten geçiyor. Türkiye Kent Konseyleri Birliği olarak bu yılı 'Erişilebilir Kentler Yılı' olarak ilan ettik. Bununla ilgili çalışmalar yapıyoruz." diye konuştu.

Marmara ve Kahramanmaraş merkezli depremlerden acı tecrübeler edinildiğini anlatan Koçak, bir daha böyle acıların yaşanmamasını diledi.

Koçak, milli seferberlik ilan edilerek ülkenin el birliğiyle depreme dirençli hale getirilmesi gerektiği görüşünü paylaşarak, şöyle devam etti:

"Deprem çok büyük bir travma. Hep daha çok yaşamsal, konut veya yerleşim, barınma gibi şeyleri konuşuyoruz ama asıl önemli olan şey psikoloji ve doğru bir motivasyon. Böylesine devasa felaketlerin altından kolay kolay ülkelerin, devletlerin kalkması çok mümkün değil. Bunu ancak ve ancak sağlam bir psikoloji ve sağlam bir motivasyonla yapabiliriz."

Depremzedelere hiçbir zaman motivasyonlarını kaybetmemeleri gerektiğini tavsiye ettiğini dile getiren Koçak, "İçimizdeki vatan sevgisini, topraklara olan aşkımızı, sevgimizi kaybetmeyelim. Biz bu kenti, bu ülkeyi el ele verirsek tekrar ayağa kaldırırız. Bundan sonra başımıza gelebilecek olayları artık 'felaket' değil, sadece 'doğa olayları' diye geçeriz umarım." ifadelerini kullandı.

Koçak, depremin "felaket" değil, doğa olayı olduğunu söyleyerek, "Umarım deprem, yağmur, sel gibi şeyler sadece doğa olayı olarak kalırlar ve böyle acı şeyleri anmak durumunda kalmayız." dedi.

- "Yıllar geçse de depremde kaybettiğimiz arkadaşlarımızı unutmadık"

Dalış eğitmeni Cihan Arslan da doğal yolla oluşan alanın, dalış tutkunlarına benzeri bulunmayan "hüzün dolu" deneyim yaşattığını kaydetti.

Arslan, yıllar geçse de depremde kaybettikleri arkadaşlarını unutmadıklarını belirterek, "Aşağıdaki enkaza anı dalışımızı gerçekleştirdik, geçmişi yad ettik." dedi.

Suyun 9 metre altından başlayıp 35 metre derinliğe kadar uzanan enkaz alanının, farklı yaşam türlerine "yuva" olduğuna değinen Arslan, özellikle otel enkazının, mikro canlılığın yanı sıra minekop, eşkine gibi büyük balık türlerine, yengeç ve deniz yıldızı çeşitlerinden ıstakozlara kadar farklı deniz canlılarına yaşam imkanı sunduğunu sözlerine ekledi.

(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});